toledo / ispanya


XIII. Alfonso'nun şehri ziyareti için yapılmış tren istasyonu


5. gün


Madrid atocha istasyonuna gidip Toledo için tren bileti aldık, trenimize yaklaşık 45dk olduğu için bu sırada bu orjinal tren istasyonunu gezecek vaktimiz oldu.

madrid atocha durağından


Yaklaşık 45dk’lık tren yolculuğundan sonra Toledo’ya vardık. Toledo’da bizi ilk karşılayan tarihi yapı tren istasyonuydu. Tourist Information noktasından küçük bilgiler ve haritamızı aldıktan sonra şehir merkezine doğru yürüdük. Toledo, krallığın Madrid’den önceki başkenti, fiziksel açıdan hala bir ortaçağ şehri olarak kalmış olsa da özellikle bizim ziyaret ettiğimiz temmuz ayında iğne atsan yere düşmeyecek kıvamda turist istilasına uğramış olmasıyla o ortaçağ havasını pek hissedemediğim için bende çok olumlu bir etki bırakamadı (belki de hayal kırıklığından dolayı). Kış döneminde daha az sayıda turistin istila ettiği, yağmurlu bir atmosfer ile ortaçağ sokaklarında gezmek Toledo’nun tadını alabilmek için eminim daha iyi olacaktır (bir daha ki sefere).

Toledo Alcazar'ı şehrin en yüksek noktasına kurulmuş


Rio Tajo


Toledo’nun tarihi dokusundan önce mide iç dokumuz açlık sinyalleri gönderdiği için ilk olarak yiyecek bir şeyler için bir cafeye girip yine bocadillo calamares yedik. (kalamar sandviç’i 3 farklı şehirde yedik lezzet sıralamam şu şekilde: Barcelona > Toledo > Madrid)


Toledo’nun muhteşem sokaklarının haricinde görülmesi gereken önemli yerlerden bazıları: Catedral, Alcazar, Plaza de Zocodover, Museo de Santa Cruz, Mezquita del Cristo de la Luz. Kalabalıktan sıkıldığımız için olabildiğince hızlı bir şekilde bu yerleri görüp çoğunlukla turistik olmayan sokakları gezdikten sonra madrid’e dönüş için istasyona gittik.


Catedral

Toledo sokakları



Alcazar





Catedral'den bir detay



'Mezquita del Cristo de la Luz' eskiden cami olan bina müzeye çevrilmiş


şehrin kapılarından biri

istasyon
sıradaki konu: sevilla


toledo resimleri fotoğrafları pictures photos train station tren istasyonu gezi fotoğrafları travel pictures

madrid / ispanya

palacio real'in gece aydınlatması çok başarılı

bit pazarından çıkıp ara sokaklarda yürürken bir evin balkonunda rastladığım ufaklık

madrid'in taksileri: beyaz üzerine kırmızı şerit

botanik parkının önündeki banklarda hep yaşlılar oturuyordu, sanırım emekli amcaların dinlenme mekanı burası

parque del retiro'nun önünde gelin ve damadın fotoğraf çekiminin bitmesini bekleyen gelin arabası

4.gün


Ryanair’ın sanırım ilk kez uçak kullanan pilotu sayesinde eğlenceli bir iniş yaşayarak Madrid (barajas) hava alanına öğleden sonra indik. Madrid hava alanında metroya bağlantısı bulunuyor, ilk işimiz hava alanındaki ‘tourist information’ noktasından Madrid metro haritasını almak oldu. Gran via caddesi üzerinde ve gran via metro durağının hemen girişinde bulunan otelimiz Hotel Galicia’ya ulaşmamız çok kolay oldu (hem konumunun çok iyi olması hem de uygun fiyatlarıyla Hotel Galicia’yı tasviye ederim, tabi kalacağınız otelde lüks olma şartı aramıyorsanız!)

otelimizin bulunduğu Gran Via caddesi

gece Gran Via

eşyalarımızı otele bıraktıktan sonra zaten yakınımızda bulunan Puerta del Sol gittik.

Sol (metro: sol, opera, callao)

Madrid’de insan yoğunluğunun ve hareketliliğin en fazla olduğu meydan. Meydana çıkan caddeler üzerinde kafe, restoran, mağazalar ve bu caddelerin vazgeçilmezi olan sokak performansları  bulunuyor. Madrid’in meşhur sembollerinden ‘ayı ve çilek ağacı’ yine sol meydanında. 

sol

sol'e çıkan caddelerden biri


madrid'in sembollerinden ayı ve çilek ağacı

Şehri tanımak için metro ile 1-2 duraklık kısa mesafeleri yürümeyi tercih ettiğimiz için ayı ve çilek ağacı yönünden Parque del retiro’ya doğru yürüdük

,


parque del retiro önü
Parque del retiro (metro: atocha) 







Madrid’in merkezi ‘sol’e yakın, huzur dolu bir park. Park’ta sandalla gezilebilen bir gölet, değişik ağaçlarla süslenmiş bahçeler ve yürüyüş yolları mevcut. 


parkın içindeki gölette sandal keyfi yapılabiliyor

köpükten kocaman balonlar yapan adamı çekerken kameramın önüne geçip rol çalan bu ufaklık içten gülüşüyle madrid'de en çok hoşuma giden fotoğraflardan birini çekmemi sağlamış oldu 







parque del retiro'yu gezdiğimiz sırada 2 ayrı çift düğün fotoğraflarını burada çektiriyordu, benim kısmetime de kaçak bir poz çekmek düştü (dikkatle bakarsanız gelinin benim kamerama baktığını farkedebilirsiniz :)


Vicente calderon (metro: Piramides)




Piramides durağında indikten sonra yaklaşık 1km mesafedeki Atletico Madrid’in stadyumu. Bir tarafı otoban diğer tarafı da yerleşim yerleriyle iç içe, dolayısıyla maç günü haricinde etrafı çok sessiz ve sakin. 




5.gün
Gezimizin 5. Günü ilk olarak Toledo’ya gittik, Toledo fotoğraflarını bir sonraki konuda paylaşacağım

attocha renfe istasyonu

toledoya gidiş ve dönüşümüz attocha renfe durağından oldu, bu özel durağın içerisi bir botanik bahçe gibi düzenlenmiş
bu istasyon sıradan bir istasyondan çok farklı



yine istasyonun içindeki bir havuzda kaplumbağalar ve yapraklar güzel bir kompozisyon oluşturuyordu

istasyonun çıkışında ilginç bir eser

Toledo’dan döndüğümüzde öğleden sonra olmuştu, ilk işimiz Santiago Barnabeu’ya gitmek oldu







Santiago barnabeu (metro: Santiago barnabeu) (girişi: 16 euro)






80.000 kişilik Real Madrid FC takımının muhteşem stadı dünyanın ‘top class’ statları arasında bulunuyor.  Cumartesi öğleden sonra gittiğimizde girişte sıra yoktu hemen girebildik, tribünleri, müzeyi, soyunma odalarını, yedek kulübesini  ve stadın içini gördük. (barcelona başlığında dediğim gibi ‘noucamp vs barnabeu’ karşılaştırmasını daha sonra yapacağım). Yalnız şunu söylemem gerek; noucamp’ın müzesini gezerken sıradan bir müze geziyormuş gibi hissettik fakat barnabeu müzesi ise bizi heyecanlandırmayı başardı.






santiago barnabeu metro durağı çıkışı









del bosque

1-1,5 saatlik barnabeu turundan sonra Palacio real’e geldiğimizde hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı







Palacio real (metro: opera)






2000 odalı ve gösterişli kraliyet sarayının önündeki meydan da turistlerin gezdiği kaykaycı ve bisikletçilerin her akşam toplandığı bir mekan.


sarayın arka taraftaki avlusu


palacio real'in önündeki meydanda her akşam kaykaycı ve akrobatik bisikletçiler toplanıyor




Teatro real


 Palacio real’i gezdikten sonra o akşam ve ertesi sabah plaza mayor’daydık






6.gün






Plaza mayor (metro: opera, sol)






Madrid’in yeme-içme merkezi diyebilirim, geçmişte şehrin önemli olaylarının yaşandığı plaza mayor’un bahçesi onlarca restoranın bir arada bulunduğu farklı bir yer. Madrid’de ne yenebilir, neler var, neler yok fikir edinme açısından bence Madrid’in ilk olarak görülmesi gereken yerlerden biridir. Ben her yemeğin özellikle de çorbanın sıcak (hatta kaynar) olanını sevsem de burada içtiğimiz soğuk servis edilen meşhur ‘Andalusian Gazpacho’ çok güzeldi (10 üzerinden 8), tavuk ve deniz mahsüllü paella eh işte dedirtti (10 üzerinden 6), bocadillo calamares’i hiç beğenmedik, barcelona’da yediklerimiz çok daha güzeldi (10 üzerinden 3). Yemekten sonra, barcelona başlığında bahsettiğim plaza mayor içinde de bulunan ispanya’nın meşhur dondurmacısı farggi’nin her çeşidi ayrı güzel olan dondurmalarından yemek gerekirdi, biz de öyle yaptık.




Andalusian gazpacho (çorba), paella ve bocadillo calamares

Rastro (metro: lavapies)






Her şeyin satıldığı Madrid’i ünlü sokak pazarı saat 10.00’dan itibaren çok kalabalık oluyor, ama özellikle hediyelik eşya olarak çok ilginç şeyler bulunabilen eğlenceli bir pazar.


rastro son derece kalabalık, burayı gezen turist sayısı çok fazla


burada her şeyi bulmak mümkün




Bir pazarından çıkınca del prado, reina sofia ve thyssen müzelerinin olduğu yere gittik fakat lisbon uçağımıza yetişeceğimiz için  fazla zamanımız kalmamıştı, müzeler bölgesinden ayrılıp otele çantalarımızı almak için uğradık ve metroyla hava alanına gittik

del prado
Sıradaki konu: toledo




madrid resimleri fotoğrafları pictures photos travel gezi ispanya spain spanish ispanyol real madrid